Tüp bebek tedavisinde kullanılan yöntemler bu tedaviyi görecek kimselerin merak ettiği ve bilmesi gereken konulardır.

Tüp bebek tedavisi genel olarak kısırlık tespiti yapılmış veya herhangi bir etkileyici rahatsızlıktan dolayı hamile kalamayan kimseler için önemli bir tedavi süreci olmaktadır. Ancak bu tedavi döneminde çiftin bireysel özellikleri  yanında hekimin tecrübesi, gelişmiş ve güncel laboratuvar teknikerlerinin tercih edilmesi ve merkez donanımı ile kullanılan malzeme kalitesi de  önem arz eden durumlar arasında yer almaktadır. Bizler de bu yazımızda kullanılan tedavi yöntemleri ve bu yöntemlerin nasıl uygulandığı konusunda sizleri bilgilendirmeyi amaçladık.

Mikronejeksiyon (ICSI)

Mikroenjeksiyon tüp bebekte kullanılan döllenme yöntemlerinden biridir. Döllenme oranları bu yöntem ile klasik IVF yöntemine göre daha yüksek oranda olmaktadır. ICSI yönteminde, yumurta toplama günü elde edilen her bir olgun yumurtanın içine bir adet normal görünümlü ve hareketli sperm enjekte edilir. Ertesi gün yumurtanın döllenme durumu kontrol edilir.

ICSI yöntemi özellikle, sperm sayısı çok az olan ya da cerrahi yolla sperm elde edilen çiftlerde kullanılabilse de döllenme oranları daha yüksek olduğu için biz merkezimizde tüm gebe kalamama nedenlerinde döllenmeyi sağlamak için bu yöntemi kullanmaktayız.

Elbette ICSI sonrasında elde edilecek döllenme oranları üzerinde  işlem yapan embriyoloğun yetkinliği de önemli bir etken olmaktadır.

Blastokist Transferi

Blastokist transferi süreci embriyolar laboratuvar ortamında döllendikten sonra 5-7.gün bitiminde tamamlanan bir süreçtir. Bu süreçten sonra embriyolar laboratuvarda kültüre edilemez. Anne rahmine aktarılması ya da dondurulması gerekmektedir. Embriyo rahime nakilden  sonra 6-7.günlerde koruyucu tabakası zona pellüsidadan ayrılır ve rahim dokusuna yapışır.

Blasokist aşamasında  embriyo,  bebeği  ve plesantayı oluşturan iç hücre kitlesi ve  trofoektoderm hücrelerinden oluşan çok hücreli bir yapıya sahiptir. Bu sürece varmış embriyolar trofoektoderm yapısının ve iç hücre kitlesinin kalitesine göre sınıflandırılır. Her ikisinin de kaliteli olduğu embriyoların aktarımı ile daha  yüksek hamilelik oranları görülebilmektedir. Ek olarak blastokist sürecine varmış embriyolar çok hızlı bir yöntem olan vitrfikasyon yani dondurma işlemi ile başarılı bir şekilde dondurulabilmekte ve istenildiğinde kolayca çözülebilmektedir.

Sadece 5.gün blastokist aktarımı yapabilmek ve verimli sonuçlar alabilmek için tüp bebek ünitesinin belirtilen yüksek özelliklere sahip olmasını gerektirir:

  • Laboratuvar şartları yüksek düzeyde olmalıdır. Isı, nem ve gaz oranları açısından ortam koşulları, havalandırılması, hijyeni ve tüm bunların periyodik kontrollerinin doğru yapılması.
  • Kaliteli ve yeterli malzemelere sahip olunmalı. Tüm cihazların kalibrasyonları ve kontrolleri sık ve düzenli yapılmalı.
  • Profesyonel tecrübeli bir ekibe sahip olunmalı.
  • Tüp bebek ünitesi devamlı yenilenmekte olan teknolojik gelişmeleri titiz bir şekilde takip etmelidir.

Preimplantasyon genetik tarama (PGT-A)

Preimplantasyon genetik tarama (PGT-A) yöntemi embriyodan blastokist aşamasında iken alınan hücre örneklerinde tüm kromozomların taranmasına olanak sağlar ve bu sayede sağlıklı olduğu tespit edilen embriyonun transferi planlanır.

PGT-A yöntemini  özellikle anne adayının yaşı 38-40 yaş üzerinde ise önermekteyiz. Çünkü kadın yaşı ilerledikçe üretilen yumurtanın kormozomal olarak eksik ya da fazla içeriğe sahip olma riski artmakta ve bu da sağlıksız embriyoya dönüşeceği için, gebelik şansı düşmekte, elde edilen gebelikte düşük riski artmakta ya da Down Sendromu gibi problemlere sahip  bebek sahibi olma riskini yükseltmektedir.

Bu nedenle tercih eden çiftlerde PGT-A yöntemi ile elde edilen embriyo rahime nakledilmeden blastokist aşamasında iken bebeğin eşini oluşturacak olan trofoektoderm tabakasından hücre örneği alarak tüm kromozomlar açısından tarama yapılmaktadır. PGT-A taramasından geçmiş ve sağlıklı olan embriyoya ulaşılmış çiftlerde artık anne adayının yaşı önemini kaybetmekte ve gebelik ve canlı doğum oranları önemli ölçüde yükselmekte ve düşük riski de çok azalmaktadır.

PGT-A yönteminde en güncel yaklaşım biyopsinin blastokist aşamasında yani 5. Ya da 6. Güne ulaşmış olan embriyonun trfoektoderm tabakasından yapılmasıdır. Bu sayede 3. Gün biyopsiden farklı olarak bir yerine 3-5 hücre örneği alınabilmekte, tüm kromozomlar taranabilmekte ve sonrasında yerleştirme ile gebelik şansı olumsuz etkilenmemektedir.

PGT-A yönteminin uygulanabilmesi için laboratuvar koşullarının ve kullanılan malzemelerin embriyoyu 5. 6. Güne kadar güvenle takip edebilecek şekilde çok iyi olması gerekir. Laboratuvar koşulları uygun olmayan kliniklerde embriyonun blastokist aşamasına ulaşma ihtimali düşük olmaktadır. Aynı zamanda embriyodan biyopsi yapan embriyoloğun yetkinliği de hem alınan parçanın yeterliliği hem de embriyonun zarar görmemesi açısından çok önemlidir. İlaveten PGT-A yöntemini uygulayan merkezin başarılı  bir embriyo dondurma ve çözme programının olması da biyopsi sonrası dondurulan ve çözülen embriyonun olumsuz etkilenmemesi açısından hayati öneme sahiptir.

Bu yazımızda sizlerle tüp bebek tedavisi yöntemleri nedir bunları paylaştık. Tüp bebek tedavisi hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz güler yüzlü çalışanlarımızla kliniğimizde  buluşabilir veya web sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

İletişim Bilgileri

Yazar: Prof. Dr. Mehtap Polat
Telefon: +90 530 011 41 33
E-Posta: info@mehtappolat.com