Preimplantasyon genetik tarama-PGT, tüp bebek yolu ile elde edilen embriyolardan blastokist aşamasında yani 5. ya da 6. gün (nadiren 7. gün) hücre örneği alınması sonrasında gerekli olan genetik taramanın yapılması ve sağlıklı embriyonun tespit edilmesine olanak sağlayan bir yöntemdir. Böylece embriyo rahime nakledilmeden önce sağlıklı olup olmadığı anlaşılabilir ve gebeliğe güvenli başlangıç yapılabilir.
Genetik tarama ailede bilinen bir genetik hastalık varlığında (PGT-M), kadın ya da erkekte kromozomal bir aykırılık varlığında (PGT-SR) ya da sadece ileri kadın yaşına bağlı embriyoda artmış kromozomal anomali riskini taramak (PGT-A) amacıyla yapılabilir. Daha nadiren de sebebi saptanamamış tekrarlayan gebelik kaybı varlığında ya da tekrarlayan tüp bebek başarısızlığında da PGT-A yapılması düşünülebilir.
PREİMPLANTASYON GENETİK TARAMA-PGT NEDİR?
Preimplantasyon genetik tarama-PGT, tüp bebek yolu ile elde edilen embriyo rahime nakledilmeden embriyodan alınan hücrelerde tarama yapılması anlamına gelir. Bu yöntem için öncelikle tüp bebek uygulaması yapılır ve embriyo elde edilir, ardından da blastokist aşamasında iken embriyolardan hücre örneği alınır ve embriyolar tek tek dondurulur.
Böylece kromozom dizilimi ya da ailede bilinen genetik hastalık açısından embriyonun durumu anlaşılır ve nakile uygun olanlar tespit edilerek, sağlıksız olanların naklinden korunulmuş olur. Bu sayede gebeliğe güvenli bir başlangıç yapılır ve sağlıklı bebeğe ulaşma ihtimali yükselir.
PGT’NİN TARİHİ VE GELİŞİMİ
PGT ilk olarak 1990 yılında tanımlandı. İki kadında X’bağlı geçiş gösteren bir hastalık nedeniyle PCR yöntemi ile tarama yapıldı ve gebelik elde edildi. Şu an günümüzde 200’den fazla hastalık tespitinde PGT uygulanabiliyor. Otozomal resesif, dominant geçişli olan ya da cinsiyet kromozomları ile ilişkili hastalıklar, kromozomları ilgilendiren sayısal ya da yapısal bozukluklar, mitokondriyal hastalıklar taranabiliyor, kemik iliği nakli için HLA doku uyumlu bebek sahibi olmak mümkün olabiliyor.
İlk başlarda PGT, yumurtadan, döllenmiş zigottan ya da 3. gün ve öncesi embriyodan hücre (blastomer) alınarak yapılırken, günümüzde blastokist aşamasında, 5. ya da 6. güne ulaşmış embriyonun trofoektoderm tabakasından yani bebeği oluşturacak değil, bebeğin eşini oluşturacak dış hücre tabakasından hücre örneği alınarak uygulanıyor.
3. gün embriyodan hücre örneği alındığında 7-8 hücreden sadece biri alınarak genetik tarama yapılabilirken, blastokist aşamasındaki embriyo biyopsisi ile 3-5 hücre alınabilmekte ve böylece daha fazla genetik materyal alınmakta ve hücre örneği dış hücre tabakasından alındığı için de embriyo gelişimi ve gebelik oranları olumsuz etkilenmemektedir.
Eskiden fluorescence in situ hybridization (FISH) yöntemi ile anöploidi ve translokasyonlar taranırken, teknik sınırlamaları ve sadece birkaç kromozomun taranabilmesi nedeniyle terkedildi. Ardından comparative genomic hybridization (CGH), microarray, single nucleotide polymorphism (SNP) microarray, real time PCR kullanılmış olup, günümüzde de next generation sequencing (NGS) kullanılmaktadır.
PGT HANGİ DURUMLARDA VE HANGİ HASTA GRUPLARINA YAPILIR?
PGT ailede bilinen genetik hastalık varlığında başta talasemi, kistik fibrozis, SMA, nörofibromatozis, kas hastalıkları, metabolik sendromlar ve orak hücreli anemi gibi 200’den fazla genetik hastalık taraması için yapılabilmektedir. İlaveten, hastalığı nedeniyle kemik iliği nakli planlanan çocuk varlığında doku uyumlu kardeş doğumu için de HLA uyumu taranabilmekte ve bu şekilde bebek doğumu sağlanabilmektedir.
Kromozomlarda kopma ve yer değiştirme olan kişilerde (translokasyon, inversiyon vb), sperm ya da yumurta oluşurken kromozomal olarak eksik ya da fazla içeriğe sahip hücre ve dolayısı ile embriyo oluşma riski yükseldiği için bu grup hastalarda da PGT yapılabilmekte ve embriyolar taranabilmektedir.
Ayrıca kullanımı daha tartışmalı olsa da tekrarlayan gebelik kaybı ve tüp bebek başarısızlığı varlığında da preimplantasyon genetik tarama (PGT) yapılması düşünülebilir.
PREİMPLANTASYON GENETİK TARAMA (PGT) KİMLERE YAPILIR?
PGT ailede bilinen genetik hastalık varlığında, eşlerden birinde hastalık taşıyıcılığı olması durumunda yapılabilir ve sağlıklı olan bebek tespit edilebilir. Aynı zamanda eğer erkekte ya da kadında kromozomlarda yapısal ya da sayısal kromozomal farklılık saptandı ise embriyoda kromozomlar taranabilir ve eksik ya da fazla sayıda kromozoma sahip embriyolar tespit edilebilir.
Kadın yaşı arttıkça üretilen yumurtalarda kromozomlarda sorun olma riski artmaktadır. Sayısal olarak eksik ya da fazla kromozom oluşma riski, yapısal aykırılıkların görülme riski artmaktadır. Buna bağlı olarak ta oluşan embriyolarda sağlıksız kromozomal dizilim olma riski yükselmekte ve bebekte başta down sendromu olmak üzere sorun görülme riski artmaktadır.
Bu da kadının gebe kalma ihtimalini düşürmekte, oluşan gebelikte düşük riskini yükseltmekte ve sorunlu, sağlıksız bebek doğma ihtimalini yükseltmektedir. Kadın yaşı 38 özellikle de 40 yaş üstünde bu ihtimaller daha da yükseldiği için bu grup hastalarda tüp bebek tedavisi planlandığında PGT de bir seçenek olarak sunulabilmektedir. Böylece embriyo rahime nakledilmeden kromozomlarında sorun olup olmadığı saptanabilmekte ve sağlıklı olan embriyonun nakli planlanmaktadır. 38 yaşında embriyoda sağlıksız kromozomal dizilim olma riski %50 civarında olurken, 40 sonrasında hızla artmakat ve 45 yaş sonrasında %95-100’lere kadar yükselmektedir.
Yeri daha tartışmalı olsa da tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı varlığında ya da sebebi açıklanamayan tekrarlayan gebelik kaybı varlığında da PGT yapılabilmektedir.
PREİMPLANTASYON GENETİK TARAMA (PGT) TÜRLERİ
Kadında ya da erkekte kromozomal sorun yok iken, artmış anne yaşına bağlı olarak artan hataya yatkınlığı taramak, sağlıklı kromozomal dizilimi tespit etmek için yapılan Preimplantasyon genetik tarama (PGT) tipine PGT-A denilmektedir. Yani bu yöntemle kromozomlarda eksiklik ya da fazlalık olup olmadığını (anöploidi) tarayabilmektetiz.
Bir diğer PGT tipi, kadında ya da erkekte kromozomal bir farklılık, kopma, yer değiştirme gibi aykırılık varlığında, embriyoda kromozomal yapının taranması için genetik tarama yapılmasıdır. Buna da PGT-SR demekteyiz.
Ailede bilinen bir genetik hastalıklı bebek öyküsü ya da birey varlığında, kadın ya da erkekte saptanan sorun nedeniyle genetik tarama yapılmasına ve embriyoda mevcut sorunlu gen bölgesinin taranmasına ise monogenik hastalık taraması yani PGT-M demekteyiz.
- PGT-A (anöploidi taraması)
- PGT-M (monojenik / mendelian hastalık taraması)
- PGT-SR (yapısal yeniden düzenleme taraması)
PGT AŞAMALARI NELERDİR?
PGT yapılabilmesi için öncelikle tüp bebek tedavisi yapılarak embriyo elde edilmesi gerekir. Bu kapsamda öncelikle kişiye özel yumurtalık uyarım protokolünü belirlemek ve yumurta keselerini büyütmek gerekir. Bu aşamada kontrollü bir şekilde olabildiğince fazla yumurta gelişiminin sağlanması önemlidir.
Ne kadar çok embriyo elde edilirse, o kadar çok sayıda biyopsiye uygun kalitede embriyoya ulaşılabilecek ve bir uyarım sonrasında sağlıklı embriyo elde etme ihtimali yükselecektir.
Yumurta keseleri istenen boyuta geldikten sonra ki bu yaklaşık 8-10 günlük ilaç kullanımı sonrasında olmaktadır, çatlatıcı iğne yapılıp yumurta toplama aşamasına geçilmektedir. Yumurtalar toplandıktan sonra aynı gün, her bir olgun olan yumurta eşin spermi ile birleştirilmektedir. Bu işleme mikroenjeksiyon demekteyiz. Mikroenjeksiyon işleminin ertesi günü yapılan değerlendirme ile döllenmiş olan yumurtalar takibe alınmakta ve embriyo gelişimleri izlenmektedir.
Günümüz teknolojisinde embriyodan hücre alma işlemini 5. ya da 6. gün yani blastokist aşamasında olan embriyolara yapmaktayız. Bu aşamada embriyo 250-300 civarı hücreye ulaşmaktadır ve bebeğin eşini (trofoektoderm) ve bebeği (inner cell mass) oluşturacak kısımlar şekillenmektedir.
Biyopsi işlemini trofoektoderm tabakasına yapmakta ve embriyodan 3-5 hücre alınabilmekteyiz. Böylece genetik taramayı eskiye göre daha fazla materyal üzerinde yapmaktayız. Biyopsi aldıktan sonra da her bir embriyoyu tek tek dondurmaktayız.
Ardından alınan hücre örneklerinde genetik laboratuvarı tarafından yapılması gereken analizler yapılmakta ve her bir embriyonun hastalık ya da kromozomlar açısından durumu raporlanmaktadır. Genetik analiz sonucunda sağlıklı embriyo tespit edilmesi durumunda da rahim içinin hazırlanması sonrasında donmuş sağlıklı embriyoyu çözüp nakletmekteyiz.
PREİMPLANTASYON GENETİK TARAMA (PGT) YAPMADAN EMBRİYONUN SAĞLIKLI OLUP OLMADIĞI ANLAŞILAMAZ MI?
Embriyonun laboratuvarda takibi sırasında hiçbir bulgu embriyonun kromozomal ya da genetik hastalık açısından sağlıklı olduğunun belirteci değildir. Koromozomal olarak sorunlu embriyolar da tıpkı sağlıklı olanlar gibi çok iyi kaliteli embriyolara dönüşebilmektedir. Bu nedenle dış görünüşü ve gelişim şekli embriyonun sağlığı açısından bir gösterge değildir.
PREİMPLANTASYON GENETİK TARAMA (PGT) NASIL UYGULANIR?
Preimplantasyon genetik tarama-PGT yapılabilmesi için öncelikle embriyo elde edilmesi gerekir. Bu nedenlede ilk basamak tüp bebek tedavisi yapılması ve tüp bebek süreci sonunda blastokist aşamasında embriyolara ulaşılmasıdır.
Günümüz teknolojisinde, en modern yaklaşım embriyolardan blastokist aşamasında yani 5. ya da 6. gün hücre örneği alınmasıdır. Ancak her embriyo biyopsi yapmaya uygun kaliteye erişememektedir. Ancak belli kriterleri taşıyan embriyolara biyopsi yapılabilmektedir.
Bu nedenle de tüp bebek sürecinde yumurtalık uyarımının kişiye özel doz ve şemada planlanması, doğru zamanda çatlatıcı iğne yapılması ve kontrollü bir şekilde olabildiğince fazla yumurta elde edilmesi, sonuçta biyopsi yapmaya uygun kaliteye ulaşan embriyo sayısını arttıracak ve nihayetinde de bir uyarım sonrasında sağlıklı bir ya da birden fazla embriyoya ulaşma şansı artacaktır.
Elbette bu tedavilerin yapıldığı laboratuvarın koşulları, kullanılan malzeme kalitesi de embriyoların iyi kaliteli blastokist aşamasında embriyoya dönüşüm ihtimalini etkileyecektir.
Embriyo blastokist aşamasına ulaştığı zaman hücre sayısı 3. gün olan 7-8 hücreden, 250-300 hücreye ulaşmaktadır. İlaveten de embriyo kısımları ayrımlaşmaya başlamaktadır. Embriyoyu oluşturacak olan iç hücre tabakası (inner cell mass) ve bebeğin eşini oluşturacak dış hücre tabakası (trofoektoderm) net olarak görülür hale gelir. PGT yapılabilmesi için blastokist aşamasına ulaşan embriyonun trofoektoderm tabakasından hücre örneği alınması gerekir.
Blastokist aşamasında biyopsi yapmanın avantajı hem embriyoda hücre sayısı 3. güne göre oldukça fazla arttığı için 3-5 hücre örneği alınabilmesi ve böylece genetik tanı incelemesinin daha fazla materyal üzerinde yapılabilmesi hem de bebeği oluşturacak kısım net görüldüğü için buraya dokunulmadan hücre örneği alınabilmesidir.
Bu sayede sağlıklı olarak raporlanan embriyonun rahim içine yerleşme ihtimalinde bir azalma olmaz ve biyopsi işlemi embriyoya herhangi bir zarar vermez. Ancak elbette biyopsi işlemini yapan embriyoloğun tecrübesi ve yetkinliği de işlemin embriyoya zarar vermeden yapılabilmesi ve böylece gebelik oranlarının olumsuz etkilenmemesi açısından önemlidir.
Bir diğer basamak biyopsi yapılan embriyonun dondurulmasıdır. Embriyolardan hücre örnekleri alındıktan sonra embriyolar tek tek dondurulur ve genetik analiz sonucu raporlanana kadar donmuş olarak beklerler. Şu an en son teknoloji olan vitrifikasyon yöntemi ile embriyoları dondurmaktayız ve bu yolla embriyo dondurma sonrasında çözme ile sağ kalım neredeyse %100’e yakın olmaktadır. Elbette laboratuvarın koşulları, kullanılan malzeme kalitesi ve embriyolog tecrübesi ile yetkinliği bu basamakta da başarıyı önemli ölçüde etkilemektedir.
Genetik analiz işlemi sonuçlandıktan sonra nakil edilebilir, sağlıklı embriyo tespit edilmiş ise bir sonraki basamak dondurulmuş embriyonun çözülmesi ve nakli işlemidir. Bu basamakta rahim içinin usulünce hazırlanması ve çözülen embriyonun en nazik şekilde rahim içine nakli başarıyı belirgin olarak etkilemektedir.
Bu şekilde bir taramadan geçmiş embriyonun rahime tutunma şansı %70-74’lere kadar yükselmektedir.
PGT TÜRLERİ ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR?
Preimplantasyon genetik tarama-PGT, yapılma aşamaları PGT nedeninden bağımsız olarak benzerdir. Yani hangi tip PGT yapılacak olursa olsun (PGT-A&M ya da SR) öncelikle tüp bebek süreci uygulanmalı, toplanan yumurtalar eşin spermleri ile birleştirilip mikroenjeksiyon yapılmalı, elde edilen embriyolardan blastokist aşamasında 5. ya da 6. güne ulaşanlardan hücre örneği alınmalı ve genetik laboratuvarına iletilmelidir. Biyopsi ardından da embriyolar dondurulmalıdır.
Bu aşamadan sonra genetik analiz kısmında hangi sebeple PGT yapılıyor ise, gönderilen hücre örneklerinde ona yönelik analiz yapılmaktadır. Örneğin ileri kadın yaşı nedeniyle ya da eşlerde var olan kromozomal farklılık nedeniyle PGT yapılıyor ise (PGT-A ya da SR) embriyoların hücre örneklerinde insan yapıtaşı olan tüm kromozomlar taranmakta ve sayısal ya da yapısal sorun varlığı araştırılmakta iken, genetik hastalık varlığında PGT yapılıyor ise (PGT-M) söz konusu genetik hastalık için tarama yapılmaktadır.
PREİMPLANTASYON GENETİK TARAMA (PGT) SÜRECİ NASILDIR?
Preimplantasyon genetik tarama 2 basamaklı bir tedavi sürecini içerir. İlk basamakta tüp bebek tedavisi yapılarak embriyolar elde edilir ve uygun kaliteye ulaşanlardan 5. gün blastokist aşamasında hücre örnekleri alınır ve embriyolar tek tek dondurulur. Bu ilk aşama adetten itibaren yaklaşık olarak 16-18 günde tamamlanmaktadır.
Ardından genetik analizin sonuçlanması beklenir. Kromozomal tarama için PGT yapılıyorsa sonuçlar 2-2.5 haftada raporlanır. Ancak genetik hastalık taraması amacıyla yapılıyorsa analiz süresi 6-8 hafta kadar sürebilir.
Analiz sonuçlandıktan sonra da eğer nakile uygun, sağlıklı embriyo tespit edildi ise, arzu edilen ayda rahim içini hazırlayıp dondurulmuş embriyo transferi yaparak gebelik elde edebilmekteyiz.
EMBRİYO BİYOPSİSİ NASIL YAPILIR?
Blastokist aşamsında yani 5. ya da 6. güne ulaşan embriyodan genetik analiz için hücre örneği dış hücre tabakası yani trofoektoderm bölgesinden alınır. Yaklaşık 3-5 hücre alınması sayesinde genetik analiz daha fazla materyal üzerinde yapılabilmektedir. Bu da doğruluğu arttırmaktadır.
Embriyodan genetik tarama amaçlı hücre örneği ya mekanik olarak ya da lazer yardımı ile alınabilmektedir. Dış hücre tabakasından hücre örneği alındığı için embriyoyu oluşturacak iç hücre tabakasına dokunulmamakta ve bu nedenle gebelik ihtimali üzerine bir olumsuz etkisi bulunmamaktadır.
GENETİK ANALİZ NASIL GERÇEKLEŞTİRİLİR?
Hangi nedenle genetik analiz yapılacağına göre genetik laboratuvarında yapılacak analiz değişmektedir. Kromozom taraması için günümüzde son teknoloji yöntem Next Generation Sequencing (NGS) yöntemidir. Böylece insan doğasında mevcut olan tüm kromozomlar (22 çift vücut kromozomu, ve 2 tane cinsiyet kromozomu) taranabilmekte ve eksiklik ya da fazlalık olup olmadığı tespit edilebilmektedir.
Genetik hastalık nedeniyle genetik tarama yapılacaksa da öncelikle mevcut hastalık nedeniyle aile üyelerinden alınan kanda söz konusu hastalık açısından gen taraması yapılır. Etkilenmiş olan gen bölgesi tespit edilir ve embriyodan alınan hücrelerde genetik mutasyon olup olmadığı araştırılabilir.
HANGİ HASTALIKLAR VE GENETİK BOZUKLUKLAR PGT İLE TESPİT EDİLEBİLİR?
Preimplantason genetik tarama (PGT) yöntemi ile taranabilen hastalıklar;
- Talasemi,
- Kistik fibrozis,
- SMA,
- Nörofibromatozis,
- Kas hastalıkları,
- Metabolik sendromlar,
- Orak hücreli anemi gibi 200’den fazla genetik hastalık taraması için yapılabilmektedir.
- İlaveten kemik iliği nakli planlanan çocuk varlığında doku uyumlu kardeş doğumu için de HLA uyumu taranabilmektedir.
PREİMPLANTASYON GENETİK TARAMA (PGT) GEBELİK BAŞARI ORANLARI NASILDIR?
PGT-A/SR Yapılan hastalarda başarı oranı: Kadın yaşı ilerledikçe üretilen yumurtaların sağlıksız olma riski artmaktadır. Buna anöploidi demekteyiz. Yani embriyonun kromozomal olarak eksik ya da fazla sayıda kromozom barındırmasıdır. Bu durumda embriyonun rahime tutunma şansı azalmakta ve gebeliğin düşükle kaybedilme riski artmaktadır.
İleri kadın yaşı ya da kromozomlarda kopma ve yer değiştirme yani tranlokasyon ya da inversiyon varlığı nedeniyle kromozom taraması yapılması durumunda sağlıklı kromozomal dizilime sahip olan yani euploid embriyo tespit edilmesi durumunda 40 yaş üstünde dahi gebelik şansı %70-74’lere çıkmakta ve gebelik kaybı riski de yaşa göre %25-40’tan %8’lere kadar düşmektedir.
GT-M Yapılan hastalarda başarı oranı: Genetik hastalık varlığı nedeniyle genetik tarama yapılanlarda, genetik hastalık açısından nakil için uygun bulunan embriyolara mutlaka kromozom taraması da yapılmasını tavsiye ediyoruz.
Böylece genetik hastalık barındırmayan ama tesadüfen kromozomal anomalisi olan bir embriyo naklinden uzaklaşmaktayız. Bu sayede de PGT-M&A taramasından geçmiş embriyo ile gebelik şansı %70-74’lere kadar yükselmektedir. Gebelik kaybı riski de %8’lere kadar gerilemektedir.
PREİMPLANTASYON GENETİK TARAMA (PGT) ÜCRETLERİ NE KADARDIR?
PGT yöntemi, klasik tüp bebek uygulamasına göre fiyatsal olarak biraz daha farklılık taşımaktadır. Bu yöntemde tüp bebek tedavisine ilaveten blastokist aşamasındaki 5. ya da 6. güne ulaşmış embriyolardan hücre örneği alınmakta (biyopsi) ve embriyolar tek tek dondurulmaktadır.
Bu nedenle klasik tüp bebek tedavisine ilaveten bu yapılan işlemlerin de ücreti eklenmektedir. PGT işleminin ücreti klinikten kliniğe ve işlemin yapıldığı şehre göre değişmekte olup Ankara için yaklaşık 60.000-80.000 TL arasında değişmektedir.
Ardından alınan hücre örnekleri genetik laboratuvarında gerekli olan analiz açısından işleme alınmaktadır. Genetik analiz ücreti PGT tipine ve bakılacak genetik hastalık sayısına göre değişkenlik göstermektedir.
PREİMPLANTASYON GENETİK TARAMA (PGT) TESTİ DOĞRULUK ORANI NEDİR?
PGT yöntemi ile tanı koyulduğunda yanılma payı ancak %1-3 düzeyindedir. Bu nedenle PGT A taraması yapılanlarda gebelik elde edildiğinde mutlaka rutin gebelik taramaları ve kontrolleri yapılmalıdır.
Aynı şekilde PGT M&A yapılanlarda da gebelik sırasında genetik hastalık ile ilgili durumun doğrulanması için gebelikte 11-13. haftada koryon villus biyopsisi (CVS) ya da 16-18. Haftada amniosentez yapılmalı ve alınan materyallaerde hastalık taraması tekrarlanmalıdır.
PGT İÇİN YAŞ SINIRLAMALARI NELERDİR?
PGT yöntemi, kadın yaşı, muayene bulguları ve koşulları uygun olan ve genetik olarak tanı konabilecek olan hastalıkların varlığında yapılabilir. Aynı tüp bebekte olduğu gibi PGT yöntemi de 45 yaş sonrasında, başarı şansı yoka yakın olacağı için önerilmemektedir.
PGT SONRASINDA SAĞLIKLI EMBRİYO BULUNMAZSA NE OLUR?
PGT yöntemi ile hücre örneği alınan embriyonun genetik analiz açısından durumu anlaşılır. Sadece sorun olup olmadığı tespit edilir. Ancak saptanan sorunun düzeltilmesi günümüz teknolojisinde halen mümkün değildir. Bu nedenle PGT sonrasında eğer sağlıklı embriyoya ulaşılamazsa sürecin tekrar başa alınması, yine tüp bebek tedavisi yapılıp embriyo elde edilmesi gerekmektedir.
PGT İLE TÜP BEBEK TEDAVİSİ ARASINDAKİ BAĞLANTI NEDİR?
PGT yapılabilmesi için tüp bebek tedavisi yapılması gerekmektedir. Öncelikle tüp bebek tedavisinin ilk basamağı kapsamında yumurtalık uyarımı yapmaktayız. Yumurta keseleri istediğimiz boyuta ulaşınca çatlatıcı iğne yapıp yumurtaları toplamaktayız.
Sonrasında eşin spermi ile yumurtaları birleştirmekte yani mikroenjeksiyon yapmaktayız. Döllenen yumurtaları blastokist aşamasına kadar izlemekte ve uygun kalitede olanlardan 5. ve 6. günde hücre örneği almakta ve embriyoları tek tek dondurmaktayız. Yani PGT yapabilmemiz için mutlaka tüp bebek tedavisi yapılması gerekmektedir.
TÜP BEBEK TEDAVİSİ OLMADAN PGT YAPILABİLİR Mİ?
PGT yapılabilmesi için embriyodan hücre örneği alınması zorunludur. Embriyo elde dilebilmesi için de mutlaka tüp bebek tedavisi yapılmalıdır.
PREİMPLANTASYON GENETİK TARAMA (PGT) AVANTAJLARI NELERDİR?
PGT sayesinde ileri kadın yaşına bağlı artmış kromozomal anomali oluşma riski taranmış olur ve gebeliğe sağlıklı bir başlangıç yapılır. Bu sayede, 40 yaş üstünde dahi sağlıklı (euploid) olduğu tespit edilen embriyo ile gebelik şansı %70-74’lere kadar yükselir ve gebeliğin düşükle kaybedilme riski de çok düşer.
PGT, sağlıksız embriyoyu sağlıklı hale dönüştürmez ancak elde edilmiş olan embriyoların içinden sağlıksız olanların ayırt edilmesini sağlar ve böylece transfer başına gebelik, doğum ihtimali artar ve doğuma ulaşma süresi kısalır. Böylece transfer başına doğum ihtimali %55-58’lere kadar yükselir. Sağlıksız gebeliğe bağlı düşük ya da gebelik sonlandırma gereği de ortadan kalmış olur.
PREİMPLANTASYON GENETİK TARAMA (PGT) GENETİK HASTALIKLARIN ÖNLENMESİNİ SAĞLAR MI?
Ailede bilinen bir genetik hastalık varlığında ya da akraba evliliğine bağlı olarak yapılan taramada eşlerde bir genetik hastalık açısından taşıyıcılık saptandı ise, PGT yapılması genetik hastalığa sahip embriyonun tespit edilmesini sağlar ve böylece eşler hasta bebek sahibi olmaktan korunmuş olurlar.
PGT’DE BAŞARI ORANLARININ ARTTIRILMASI MÜMKÜN MÜDÜR?
Koromozomal tarama amaçlı (PGT-A) yapılan PGT sayesinde, embriyo rahime yerleştirilmeden yapıtaşlarımız açısından taranmakta ve sağlıklı olan embriyo tespit edilmektedir. Böylece sağlıklı embriyoya ulaşıldığında transfer başına gebelik ihtimali artmakta ve elde edilen gebeliğin doğuma ulaşma ihtimali yükselmektedir. Yani PGT yapılması embriyo transferi başına gebelik ve doğum ihtimalini yükseltmektedir.
PGT’NİN DEZAVANTAJLARI VE SINIRLAMALARI NELERDİR?
PGT yöntemi yapılabilmesi için tüp bebek yöntemi ile elde edilen embriyodan hücre örneği alınması zorunludur. Bu işlemin blastokist aşamasında yani 5. ya da 6. gün yapılması ve bu sayede dış hücre tabakası yani trofoektoderm tabakasından yapılması embriyonun zarar görmemesi açısından önemlidir.
PGT için biyopsi yapan embriyoloğun yetkinliği de çok önemlidir. Yöntemin en önemli dezavantajı, uygun kalitede embriyoya ulaşılamazsa işlemin iptal edilmesi, tüp bebeğe ilaveten yapılan işlemler nedeniyle eklenen maaliyettir. Ayrıca ilaveten bu yöntemlerin %1-3 yanılma payı olabileceği de unutulmamalıdır.
Anöploidi taraması amacıyla yapılan PGT’de bazen embriyonun bazı hücreleri sağlıklı, bazı hücreleri anormal yani mozaik olarak saptanabilmektedir. Bu durumda mozaiklik saptanan kromozom alanına göre uygun olgularda, eşlerden de nakil için onam alınarak embriyonun transferi ile sağlıklı gebelik ve doğum elde edilebilmektedir.
YALNIZ POZİTİF YA DA NEGATİF SONUÇLAR
PGT sonrasında konulan tanının %1-3 oranında yanlış olma riski bulunmaktadır. Bu kullanılan tekniğin sınırlamasından kaynaklıdır. Bu nedenle kromozom taraması yapıldı ise bu yöntem sonrasında elde edilen gebelikte mutlaka 1. ve 2. trimester tanı ve tarama testleri yapılmalıdır. Genetik hastalık taraması amaçlı yapıldı ise de gebelikte ya koryon villus biyopsisi (CVS) ya da amniosentez yapılarak tanı doğrulanmalıdır.
PGT UYGULAMALARI İLE İLGİLİ ETİK TARTIŞMALAR
PGT uygulamalarında embriyolarda bir genetik değişiklik yapılmamaktadır. Sadece mevcut embriyonun kromozomal dizilim ya da genetik hastalık açısından durumu taranmakta ve ne olduğu tespit edilmektedir. Ülkemizde mevcut sınırlamalar nedeniyle bu yöntemin embriyonun cinsiyetini belirlemek amaçlı yani cinsiyet seçimi amaçlı yapılması yasaktır.
NEXT GENERATION SEQUENCING (NGS) YÖNTEMİ
Yeni nesil dizileme olarak isimlendirdiğimiz bu yöntemle, genetik tarama yaptığımız hastalarımızda kromozomların sayı ve dizilimini taramak amacıyla kullandığımız son teknoloji bir yöntemdir. Bugüne kadar uygulanmış olan farklı tarama yöntemlerine nazaran (CGH, FISH, PCR) çok daha yüksek doğruluk ve güvenilirlikle tüm kromozomların taranması mümkün olmaktadır.
GENETİK MÜHENDİSLİK VE CRISPR TEKNOLOJİSİNİN PGT ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Gen düzenleme teknolojisi Clustered Regularly Interspaced Short Palindromic Repeats (CRISPR) teknolojisi ile DNA üzerinde ekleme çıkarma yapmak mümkün olmakta, böylece sorun saptanan bölge düzeltilebilmektedir. Ancak halen etik tartışmaları devam etmekte olan deneysel bir uygulamadır.