Çocuk sahibi olma hayalini ileri yaşlara ertelemek zorunda kalmış olan kadınlara yeni umut: PGT-A

Eğitim ya da kariyer planları nedeniyle evlilik ya da çocuk sahibi olmayı ertelemek zorunda kalmış olan kadınlar için, preimplantasyon genetik tarama yani PGT yöntemi bir umut olmaktadır.

Neden Kadın Yaşı İlerledikçe Gebe Kalmak Güçleşmekte ve Anomalili Bebek Sahibi Olma Riski Artmaktadır?

Kadın yaşı ilerledikçe, gebe kalmak için geçen süre daha da uzamakta ve oluşan gebeliğin düşükle sonuçlanma riski artmaktadır. Bu durumun en önemli nedeni, yaş ilerledikçe, üretilen yumurtalarda kromozomal eksiklik ya da fazlalık gibi anormalliklerin görülme sıklığının artmasıdır.

Bu da hem gebe kalmayı güçleştirmekte, hem de oluşan gebelikte kayıp riskinin artmasına ya da anomalili bebek sahibi olma riskinin artmasına yol açmaktadır. 26-29 yaş aralığındaki kadınlarda, oluşan embriyolarda kromozomal sorun görülme ihtimali %20-25’ler düzeyinde iken, bu oran 44-45 yaş aralığında %80-90’lara kadar çıkmaktadır.

PGT yöntemi sayesinde, tüp bebek yapılarak elde edilen blastokist aşamasındaki (5. ya da 6. güne ulaşmış olan) embriyolara, bebeğin eşini oluşturacak olan kısımdan (trofooektoderm) biyopsi yapılarak, embriyolar dondurulup saklanmakta ve alınan hücre örnekleri genetik laboratuvara gönderilerek, yapı taşlarımız olan tüm kromozomlar açısından (22 çift somatik ve ilaveten  X ve Y  cinsiyet kromozomları) taranması sağlanmaktadır. PGT sonucuna göre, kromozomal olarak normal olarak değerlendirilen embriyo bulunur ise, donma çözme uygulaması yapılarak sağlıklı olan embriyonun transferi planlanmaktadır. 

Şunu çok net bilmekteyiz ki, laboratuvarda, çok kaliteli olarak değerlendirilen embriyolar dahi, kromozomal olarak sorunlu olarak saptanabilmektedir. Yani, embriyonun şekilsel olarak çok güzel olması, kromozomal olarak sağlıklı olduğunun bir göstergesi değildir. Bu nedenle tüp bebek uygulama yaşı yükseldikçe, iyi kaliteli embriyo nakline rağmen gebe kalma şansı azalmakta ve oluşan gebeliğin düşük ile kaybedilme ya da naomalili bebek ile sonuçlanma riski artmaktadır. 

PGT yapılması sonrasında, sağlıklı kromozom dizilimine sahip embriyonun tespit edilmesi halinde, tek bir embriyo transferi ile de, artık kadın yaşı önemini kaybetmekte ve yaştan bağımsız olarak  %70-74’ler oranında gebelik şansı elde edilebilmektedir. Aynı zamanda, kadın yaşı ilerledikçe artan düşük riski de çoğunlukla düşük riski kromozomal anomalilere bağlı olarak arttığı için, PGT yöntemi ile elde edilen gebeliklerde azalmaktadır. 38 yaş ötesinde elde edilen gebeliklerde kayıp riski %40 civarında iken, 43-44 yaş grubunda bu oran %60-70’lere kadar çıkmaktadır. Ancak PGT yöntemi ile elde edilen gebeliklerde, düşük riski, tüm yaş gruplarında %8-10’lara kadar düşmektedir.

Sonuçta 42-45 yaş aralığında dahi canlı doğum oranları %55-60’lar civarında olmaktadır. 

Eski yıllrda bu amaçla biyopsi işlemi 3. gün yapılırken, son yıllarda artık 5. gün yani blastokist aşamasında yapılmaktadır. Blastokist aşamasında biyopsi yapılmasının  avantajları;

  • Embriyo 3. Gün ideal olarak 7 ila 8 hücreye sahipken, blastokist aşamasına geldiğinde 250’den fazla hücreye sahip olmakta ve bebeği oluşturacak olan iç hücre tabakası  (inner cell mass) ile, bebeğin eşini oluşturacak olan dış hücre tabakası (trofoektoderm) ayrımlaşmış olmaktadır. Böylece 3. Gün biyopsisinde tek hücre alınabilirken, blastokist aşamasında biyopside bebeği oluşturacak iç hücre tabakasına dokunulmadan, dış hücre tabakasından 3-4 hücre alınabilmektedir. Böyelce embriyonun hacimsel olarak daha ufak bir kısmından örnekleme yapılmakta ve bir yerine 3-5hücre örneğinden inceleme yapılmaktadır.  
  • 3. gün biyopsisi yapıldığında ancak belirli kromozomlara bakılabilirken, blastokist aşamasında biyopsi yapılması ile tüm kromozomlar değerlendirilebilmektedir.
  • 3. Gün biyopsisi sonrasında transfer yapılması ile gebelik ihtimalinin, biyopsi yapılmayan embriyolara göre daha düşük olduğunu gösterir çalışmalar mevcutken, blastokist aşamasında biyopsi yapılmasının embriyonun tutunabilirliği üzerine herhangi bir negatif etkisi bulunmamaktadır..

Yani PGT Yöntemi ile;

  • 38 yaş ve ötesinde (38-45 yaş aralığında) gebelik şansı, sağlıklı tek bir embriyo transferi ile %70-64’lere kadar çıkmakta,
  • Oluşan gebeliğin düşükle kaybedilme riski %8-10’lara kadar gerilemekte,
  • Çoğul gebelikten ve anomalili gebelikten korunulmuş olunmaktadır. 

Bu nedenle, kadın yaşı 38 yaş ve daha ileri olan hastalarımızda, tüp bebek tedavisine ilaveten PGT yöntemi yapılmasını tavsiye ediyoruz.  PGT yöntemi ayrıca tekrarlayan gebelik kaybı ya da tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan çiftlerde de etkinliği tartışmalı olmakla birlikte uygulanabilmektedir.

İletişim Bilgileri

Yazar: Prof. Dr. Mehtap Polat
Telefon: +90 530 011 41 33
E-Posta: info@mehtappolat.com