Tüp bebekte başarıyı etkileyen faktörler bu tedaviyi görmek isteyen çiftler arasında oldukça yaygın bir konudur. Türkiye’deki tüp bebek tedavisinde kullanılan teknolojinin ABD ve Avrupa ile aynı seviyede olması başarıyı arttırmaktadır.
Son zamanlarda uygulamada olan genetik testler, embriyo, sperm ve yumurta dondurma işlemlerindeki yenilikler gibi işlemler Türkiye’de de kullanılmaya devam edilmektedir. Tüm bu gelişmeler en kaliteli embriyonun en uygun koşullarda ve zamanda transferini sağlayarak en yüksek hamilelik şansını sağlamayı hedeflemektedir. Tüp bebek tedavisi hakkında başarı ölçütleri yazımızın devamında bulunmaktadır.
Tüp Bebekte Başarı Nelere Bağlıdır
Tüp bebekte başarı nelere bağlıdır sorusu oldukça merak edilen tüp bebek tedavisi soruları arasında yer almaktadır. Bu tedavi sırasında başarı yüzdeleri aşağıdaki durumlara göre değişmektedir;
- Anne adayının yaşı en önemli etkenlerden biridir. Anne adayının yaşı ilerledikçe tüp bebek tedavisindeki başarı azalmaktadır.
- Yumurtalık rezervinin azalması
- Menide sperm olmayıp, cerrahi yolla sperm alınma gereği olması
- İçi sıvı dolu tüp yani hidrosalpenks varlığı
- Rahim içinde yapışıklık, rahim iç duvarı kalınlığında incelme olması
- Rahim içine baskı yapan myomların varlığı.
Kadınlarda görülen rahim içi yapışıklıklar, rahimde miyom ya da polip gibi embriyonun tutunmasını engelleyen farklılıkların saptanması ve tedavi edilmesi yeni bir uygulama öncesinde yapılmalıdır. Bunun için ultrasonografi sırasında tanı konabileceği gibi, ultrasonografi sırasında rahimin içine sıvı enjekte edilerek (SIS) rahim boşluğunda sorun olup olmaması da değerlendirilebilir. Zorlu olmayan ve hasta için ağrısız bir işlem olan SIS tekniği gerekli durumlarda kullanılabilir. Ek olarak HSG yani rahim-tüp filmi de gerekli olgularda planlanabilir.
Histeroskopi: Rahim içine küçük bir kamera yerleştirilerek rahim boşluğunu detaylı bir şekilde incelemeye yardımcı olur ve polip, myom, rahim içi yapışıklık ya da rahim ile ilgili doğuştan anomaliler gibi durumları düzeltme kolaylığı da getirmektedir.
Kadında tüp bebek ile gebelik ihtimalini azaltan en önemli ve sıkça görülen sebeplerden biri de tüplerde sıvı birikimidir (hidrosalpenks). Hidrosalpenks varlığında gebelik ihtimali belirgin olarak azalmaktadır.
Bu nedenle, çifte özel olan sorunların bulunması ve çift için en uygun tedavinin belirlenmesi ile yani çifte özel tedavi uygulanması ile başarı ihtimali maksimum olmaktadır.
Kilonun etkisi
Kilo fazlalığının da doğurganlığa olumsuz şekilde yön verdiği görülüyor. Özellikle kilo fazlalığı olan kadınlarda, elde edilen gebelikte düşük riski yükselmektedir. Bu nedenle, anne adayları sağlıklı beslenmeye ve ideal kiloda olmaya dikkat etmelilerdir. Çok zayıf olmak da anne adayı için istenilmeyen bir durumdur. Nasıl ki fazla kilolar anne olmaya engel oluyorsa aşırı zayıflık da aynı şekilde anne olmaya engel olmaktadır.
Sigaranın etkisi
Sigara nasıl ki normal yaşamda da sakınılması gereken zararlı bir madde ise tüp bebek tedavisi için de kullanılmaması önerilmektedir. Özellikle anne adayları sigara tüketiminden uzak durmalıdır. Sigara kullanımı hem hamile kalmayı ve sürecini hem de doğacak bebeğin sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir.
Stresin etkisi
Günümüzde en önemli ve bilinen problemlerden biri strestir. Anne adaylarının sosyal yaşamında, yaptığı işin zorluklarında yaşadığı stres hamile kalma sürecini olumsuz etkileyebilir. Çocuk sahibi olmak isteyip olamayan ebeveynler için başlı başına bu da bir stres etkenidir. Bu yüzden anne olacak kişilerin stres olmamaya özen göstermeleri hatta psikolojik yardım almaları da önerilmektedir.
Enfeksiyonlarun etkisi
Mantarlar, bakteriler veya bazı parazitlerin oluşturduğu vajina enfeksiyonları erkeklerin spermleri üzerine öldürücü etkide bulunarak kısırlığa neden olabilmektedir. Bu yüzden anne olmak isteyen tüm kadınların jinekolojik bir kontrolden geçmesi ve böyle bir rahatsızlığı varsa tedavi edilmesi gerekmektedir.
Hormonal Bozuklukların etkisi
- Beyindeki hipofiz bezinden salgılanan prolaktin yani süt hormonu artışı ve tiroid bezlerinde oluşan hastalıklar kısırlığa neden olmaktadır. Bu durumların giderilmesi için kan testleri yapılarak hormon ölçümleri kontrol edilmektedir.
- Polikistik over hastalığı ve insülin hormonunda artış yaşanması kısırlık ya da düşük olmasına yol açan unsurlardan olmaktadır.
- Doğuştan gelen veya yaş ilerledikçe oluşan problemler de bulunmaktadır. Bağışıklık ve pıhtılaşma sistemlerinde oluşabilen bu problemler de kişinin doğurganlığını etkilemektedir. Bunların tespit edilmesi ve tedavisinden sonra başvurulan tüp bebek tedavileri çok daha fazla başarı göstermektedir.
Yumurtalık Rezervinin etkisi
Kadınlar doğuştan itibaren yumurtalıklarında bulunan yumurtaları hayatları boyunca kullanırlar ve hiçbir zaman yeni yumurta yapma şansları yoktur. Bu yüzden yaş ilerledikçe, kadınlarda yumurta sayısı azalmaktadır. Yumurta rezerv azlığı bazen de geçirilmiş hastalıklar, görülen tedaviler ya da genetik yatkınlık nedeniyle erken yaşta da görülebilmektedir. Rezerv azlığı bir gebe kalamama nedeni değildir ancak tüp bebekte elde edilecek yumurta sayısında azalma olacağı için şansı olumsuz etkilemektedir. Şu an güncel olarak hiçbir yöntem ya da ilaç tedavisi yumurta sayısını arttırmaya yardımcı olamamaktadır.
Yumurta Dondurma
Yumurta dondurma nedir işlemi kadının yumurtalığından alınan yumurtanın dondurularak muhafaza edilmesidir. İleride kullanılması için yapılan bu işleme yumurta dondurma işlemi denir. Kadının yumurtaları ilaç kullanımı ile büyütülmekte ve vajinal ultrasonografi eşliğinde toplanmaktadır.
Ardından tüp bebek laboratuvarında vitrifikasyon yöntemi ile dondurularak saklanmaktadır. Ülkemizdeki yasalar gereği dondurulmuş yumurtalar 5 yıl boyunca saklanabilmektedir. Anne adayı, 5 senenin bitiminde muhafaza etme süresini uzatmak isterse ancak bakanlık izni ile uzatabilmektedir.
Yumurtalık sorunları ya da erkeğe bağlı faktörler nedeniyle de uygulanabilen ankara tüp bebek tedavisi için bazı bilgiler burada yer almaktadır. Bu bilgilere ve çok daha fazlasına ulaşmak için hem kliniğimizi ziyaret edebilir ve bizlerle iletişime geçebilirsiniz hem de web sitemizde gezinerek aklınıza takılan sorulara cevaplar bulabilirsiniz.
İletişim Bilgileri
Yazar: Prof. Dr. Mehtap Polat
Telefon: +90 530 011 41 33
E-Posta: info@mehtappolat.com


