Yazılar

Tüp Bebekte Tekrarlayan Düşükler

Tüp bebekte tekrarlayan düşükler, gerekli önlemler alındığında ve tedavi süreci uygulandığında önlenebilmektedir. Düşük, gebelik yaşının yirminci haftasından önce gebelik kaybı gelişmesidir. İki veya daha fazla düşük olması durumunda tekrarlayan düşükler varlığına atıfta bulunur. Düşük, erken gebelikte sık görülen bir komplikasyondur. Gebeliklerin yaklaşık %10-15’inde görülür. Ancak kadın yaşı ilerledikçe düşük riski yükselmektedir. Tekrar düşük yapma riski yaklaşık %2’dir. Ayrıca düşük sayısı arttıkça canlı doğum olasılığının azaldığı da bilinir. Birçok kadın ve eşleri için düşük, çocuğun kaybı olarak kabul edilir ve travmatik olabilir. Hatta kadınlarda hayal kırıklığı duyguları yaratabilir.

Ardışık düşüklerden sonra çiftlerin kaygı düzeylerinin artması normaldir. Çoğu çift bunu kendi başına atlatabilir, ancak bazılarının psikolojik yardıma ihtiyacı vardır. Çoklu düşükleri olan çiftler deneyimli bir klinik uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Özellikle detaylı bir değerlendirme ve muayeneden sonra tüp bebekte tekrarlayan düşükler e yol açabilecek bir sorunun olup olmadığı araştırılmalıdır. Ancak 2 çiftin birinde hiçbir sorun saptanamaya bilmektedir.

Sahip Olunan Yaş Tüp Bebekte Tekrarlayan Düşüklere Neden Olur Mu?

Bir kadının yaşı, gebe kalma zorluğu, düşük ve anormal bebek gelişiminin en büyük belirleyicilerinden biridir. Özellikle 20-30 yaşları arasında düşük yapma riski en düşük seviyededir. Ancak 30 özellikle de 38 yaşından sonra düşük yapma riski önemli ölçüde artar. Bu nedenle ileri yaşa bağlı düşük riskini azaltmak için 38 yaş üstü hastalarda preimplantasyon genetik tarama önerilebilir.

Sigara Kullanım Durumu Etkili Midir?

Sigara kullanımı ve tüp bebek, uzun yıllardır tartışılan durumlar arasında yer almaktadır. Sigaranın ektopik gebelik, erken doğum, düşük doğum ağırlığı risk artışı ile kanıtlanmış bir ilişkisi vardır. Bu nedenle gebelik planlanırken sigaranın bırakılması önerilmelidir.

Vücut Ağırlığının Tekrarlanan Düşüklere Etkisi Nedir?

Tüp bebek düşmesinde vücut kitle indeksi hesaplanır. Bu hesaplama, bir kişinin ağırlığının boyunun karesine bölünmesi ile hesaplanır. Kadınlarda kabul edilen normal vücut kitle indeksi 19-25 kg/m2’dir. Anne adayının normal vücut kitle indeksinden daha yüksek veya daha düşük olması gebelik şansını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle hastalar özellikle fazla kiloları varsa normal sınırlar içinde olacak şekilde kilo vermelerini öneririm.

Tiroit Fonksiyon Bozukluğu Nedir?

Tiroit hormonu hamilelikte bebeklerin sağlıklı gelişimi için gereklidir. Son çalışmalar ayrıca tiroit fonksiyon bozukluğunun ve yüksek tiroit antikor düzeylerinin sperm üretimini etkileyebileceğini, yumurtlama fonksiyonunu bozabileceğini, doğurganlığı bozabileceğini ve embriyo enezi engelleyebileceğini göstermiştir. Ek olarak, tiroit disfonksiyonu olan kadınlarda tüp bebekte tekrarlayan düşükler insidansı yüksektir. Bu nedenle tüp bebekte tekrarlayan düşükler olan hastalarda TSH ve anti-TPO düzeylerinin ölçülmesi, TSH düzeylerinde sorun olan hastalarda ise sT3 ve sT4 düzeylerinin ölçülmesi önerilir. Test sonucu tiroit disfonksiyonu olan hastalar gebelik planlaması öncesinde uygun ilaçlarla tedavi edilmeli ve hormon seviyeleri normale döndürülmelidir.

Normal tiroit hormon düzeyleri ve yüksek TSH, yani asemptomatik hipotiroidizm olan hastalarda tedavinin yararları ile ilgili kanıtlar çelişkilidir. Ancak bu gruptaki hastaları tedavi etmek düşük riskini azaltabilir. Tiroit fonksiyon testleri normal olan ancak tiroit antikor düzeyleri yüksek olan hastalar, gebelik elde edildikten sonra erken dönemde tiroit fonksiyon testleri ile değerlendirilmeli ve anormal değerler bulunursa tedaviye başlanmalıdır. Bununla birlikte, normal hormon düzeylerine sahip hastaların terapötik yararlarını destekleyecek yeterli kanıt yoktur.

Luteal Faz Yetmezliği Nedir?

Yumurtlamadan sonra uterusun iç tabakasının embriyo implantasyonu için uygun hale geldiği döneme luteal faz denir. Progesteron hormonu, luteal faz sırasında endometriumun düzgün gelişiminde önemli bir rol oynar. Bu dönemde yumurtalıklar yeterince progesteron üretmediği için rahmin iç tabakasının embriyoları kabul etme yeteneği azalabilir.

Buna luteal faz yetmezliği denir. Beklenen dönemden 1 hafta önce kandaki progesteron düzeyine bakılarak ve <10 ng/ml düzeyi belirlenerek tanı konulabilir. Ancak bu tanı gelecekteki gebelikler için belirleyici değildir. Bu nedenle tüp bebekte tekrarlayan düşükler olan hastalarda önerilmez. Gebelikten sonra tanı konulan bu hastalarda harici progesteron tedavisinin canlı doğum oranlarını artırdığına dair yeterli kanıt yoktur.

Tüp Bebek Tedavisinde D Vitaminin Etkisi Nedir?

Düşük D vitamini seviyeleri ile tüp bebekte tekrarlayan düşükler arasındaki ilişki hakkında yeterli araştırma yok. Bu nedenle tüp bebekte tekrarlayan düşükler D vitamini düzeyi ölçülmemelidir. Ancak düşük tespit durumlarında günlük D vitamini kullanımı önerilebilir.

Cinsel İlişkinin Herhangi Bir Zararı Var mıdır?

Hamilelik sırasında cinsel ilişki yaşamanın düşük riskini artırdığına dair bir kanıt yoktur. Vajinal kanama, bebeğin plasentasıyla ilişkili anormal yerleşim veya erken doğum riski yoksa hamilelik sırasında cinsel ilişkide herhangi bir kısıtlama yoktur.

Polikistik Over Sendromu Nedir?

Polikistik over sendromu (diğer bir adıyla PCOS), doğurganlık çağındaki kadınlarda en sık görülen hormonal bozukluktur. Ülkemizde oldukça yaygın olan bu hastalık doğurganlık döneminde rastgele sokağa çıkan her 6-7 kadından birinde görülür. Bu sendromun nedeni ve mekanizması net olarak bilinmemekle birlikte genetik yatkınlık ile çevresel faktörlerin etkileşiminin rol oynadığı düşünülür. PCOS’un tipik özellikleri, düzensiz adet döngüleri (yılda 9 veya daha az), aşırı erkek hormonları (yüksek kan testosteronu ve/veya kıllanma artışı, yağlı cilt, akne ve saç dökülmesi) ve ultrasonda (günlük) polikistik yumurtalıkların tipik görünümüdür.) Yumurtalıkta 2-9 mm çapında 12-16 veya daha fazla antral follikül varlığıdır.

Bu hastalıkta özellikle metabolik riskler (insülin metabolizma bozuklukları, diyabet, hiperkolesterolemi vb.) artar. PCOS ve insülin direnci varlığında düşük yapma riskinin artması üzerine birçok çalışma yayınlanmıştır. Bu hastalarda ağırlık aralığı normal aralığa indirilmelidir. PCOS ile tüp bebekte tekrarlayan düşükler konusunda, açlık, tokluk insülin düzeylerinin ölçülmesi veya insülin metabolizması bozukluklarının saptanması önerilir. Bu hasta grubunda metformin almanın düşük yapma riskini de azalttığına dair yeterli kanıt yoktur.

Prolaktin Hormonu Nedir?

Prolaktin, kadın üreme sisteminde rol oynayan bir hormondur. Eğer prolaktin düzey yüksekliği varsa yumurtlamayı olumsuz etkileyebilir ve bu da kendiliğinden gebeliği engelleyebilir. Hastanın adet düzensizliği yoksa hafif prolaktin düzey yüksekliğinin olumsuz etkisi bulunmamaktadır.

Androjenlerin Bu Duruma Etkisi Nedir?

Erkeklik hormonları olarak bilinen androjen düzeylerinin yüksek olmasının rahimin iç tabakasında kalınlaşma sorunu ve gebelik kaybı ile ilişkili olabileceğini öne süren çalışmalar olsa da bu konuda yeterli kanıt yoktur ve anormal kıllanma artışı olan olgular dışında androjen düzeylerini test etmeye gerek yoktur.

Ağırlık Tekrarlayan Düşüklere Neden Olur Mu?

Vücut kitle indeksi, bir kişinin kilosunun boyunun karesine bölünmesi ile hesaplanır. Kadınlarda kabul edilen normal vücut kitle indeksi 19-25 kg/m2’dir. Anne adayının normal vücut kitle indeksinden daha yüksek veya daha düşük olması gebelik şansını ve gebeliğin sağlıklı devam etmesini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle hastalar fazla kiloları varsa tüp bebekte tekrarlayan düşükler yaşamamak için normal sınırlar içinde olacak şekilde vermelidir.

Kafein Tüketimi Yapılmalı Mıdır?

Bazı çalışmalarda yüksek kafein tüketimi ile geç gebelik kayıplarının arttığı bildirilmiştir. Ancak, güçlü bir kanıt yoktur. Günde 1-2 fincan kahve veya çay düşük yapma riskini artırmaz.

Egzersiz Yapmakta Herhangi Bir Sakınca Var Mıdır?

Egzersizin düşüklere neden olduğuna dair yeterli kanıt yoktur. Ancak hamilelikte ağır egzersizlerden kaçınılmalıdır. Ağır egzersizlerden kaçınarak herhangi bir olumsuz sonuca maruz kalmaktan kurtulabilirsiniz.

Tüp Bebek Tedavisinde Alkol Tüketimi

Alkolün hamilelik sonucunu olumsuz etkilediği tartışılmaz bir gerçektir. Alkol dozu ne kadar yüksek olursa, düşük yapma riski de o kadar yüksek olur. Bu nedenle olası gebelik durumlarında alkol kullanılmamalıdır. Sizler de tüp bebekte tekrarlayan düşükler konusunda kliniğimizden hizmet alabilirsiniz.

 

İletişim Bilgileri

Yazar: Prof. Dr. Mehtap Polat
Telefon: +90 530 011 41 33
E-Posta: [email protected]

 

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Telefon İletişim Instagram İletişim Whatsapp İletişim