Tüp bebek riskleri nelerdir; Tüp bebekte anne adayının karşılaşacağı riskler, yumurtalık rezervi yüksek olanlarda yumurtalık uyarımı sonrasında aşırı cevap ve aşırı uyarım sendormu (OHSS) gelişme riski, yumurta toplama sonrasında enfeksiyon ve karın içi damarlarda ya da barsaklarda zedelenme riski olarak sayılabilir. Ancak tecrübeli ellerde bu komplikasyonları hemen hiç görmemekteyiz.
Tüp bebek gebeliklerinde ise, bebekte büyük ve küçük anormallik gelişme riski, erken doğum riski ve anne adayı açısından riskler kendiliğinden gebelikler kadardır.
Tüp Bebek Tedavisi Hangi Durumlarda Uygulanır?
Çiftin bir yıl boyunca korunmasız ve düzenli cinsel ilişkide bulunmasına rağmen gebeliğin gerçekleşmemesi durumunda, gebe kalamama nedenlerinin anlaşılması için değerlendirme yapılması gerekir.
Erkek kısırlığı veya kadın kısırlığına dayalı, muayene, yumurtalık rezervinin değerlendirilmesi ve sperm analizi yapılması ile gebeliğin neden olmadığı araştırılmalıdır. Sperm sayısının azlığı, yumurta rezervinin azlığı ya da tüpleri ilgilendiren bir problem varlığında saptanan sorunun ne olduğuna göre aşılama ya da tüp bebek tedavisi yapılma gereği olabilir.
Tüp bebek riskleri nelerdir; tecrübeli ellerde yapılan tüp bebek tedavisi sırasında ve sonrasında anne adayının sağlığını riske edebilecek bir problemle karşılaşılma ihtimali yoka yakındır. Tüp bebek tedavisinde hekiminizin tecrübesi hem başarı hem de emniyet açısından çok önemlidir.
Tüp Bebek Tedavisinde Embriyo Transferi Riskleri Nelerdir?
Tüp bebek tedavisinde yaşanabilecek en önemli olumsuzluk gebelik oluşmama ihtimalidir. Gebelik başarısı açısından en önemli faktörler;
- Kadın yaşı; yaş ne kadar genç ise gebelik ihtimali o kadar yükselir.
- Daha önceki başarısız deneme sayısı; sayı arttıkça yeni tedavide başarılı olunma ihtimali olumsuz etkilenmektedir.
- Nakledilen embriyo sayısı,
- Nakledilen embriyonun 3. ya da 5. gün embriyosu olması; 5. gün yani blastokist aşamasında embriyo transferi ile gebelik şansı 3. gün transferlerine göre daha yüksek olmaktadır.
- Embriyo kalitesi; 3. gün yapılan transferde ideal hücre sayısı 7 ila 8 hücre varlığı iken, blastokist aşamasında yani 5. gün transferinde embriyonun kalitesinin 3-4-5 ve A ya da B olması iyi kalite olarak değerlendirilir
Gebelik elde edilemeyen çiftlerde, olumsuzluk riskini arttıran faktörlerden rahim ile ilgili rahim iç duvarına baskı yapan myoma uteri ya da polip gibi durumların varlığı ve içi sıvı dolu tüp (hidrosalpenks) varlığı değerlendirilmelidir.
Tüp Bebek Tedavisinde Dış Gebelik Nedir?
Tüp bebek tedavisi sonrasında gelişebilecek bir diğer risk te dış gebelik oluşmasıdır. Her ne kadar nakledilen embriyo rahim içine nakledilse de tüp bebek gebeliklerinde de %1’ler oranında dış gebelik gelişebilmektedir. Bu nedenle gebelik elde edildiğinde 5. hafta civarında yapılan ultrasonografi ile gebeliğin rahim içinde oluştuğunun tespiti önemlidir. Özellikle gebelik testi yükselişinin takibinde aykırılık olanlarda bu risk artmaktadır.
Tüp Bebek Tedavisinde Kanama Neden Olur?
Yumurta toplama sonrasında hafif düzeyde vajinal kanama olması tüp bebek tedavisinde görülebilen normal bir durumdur. Çünkü yumurta toplama, vajenden ultrasonografi eşliğinde yumurtalığa doğru ilerletilen iğne yardımı ile yapılmaktadır ve iğne giriş yerlerinden lekelenme şeklinde kanama görülebilmektedir. Ancak yoğun kanama olması beklenmedik bir bulgudur ve böyle bir durum gelişirse doktorunuzu bilgilendirmenizi öneririz.
Tüp Bebek Tedavisinde Düşük Neden Olur?
Tüp bebek tedavisi sonrasında elde edilen gebeliklerde gebeliğin düşükle kaybedilme riski kendiliğinde gebeliklerle benzer düzeydedir. Düşük gelişmesi açısından riskin arttığı durumlar; kadın yaşının 38 özellikle 40 yaş üstünde olduğu durumlar, anne adayının kilo fazlalığının olması ve kontrolsüz şeker hastalığı, yüksek tansiyon ya da tiroid rahatsızlığı bulunması durumlarıdır. İlaveten rahimde doğuştan anomaliler olan tek boynuzlu rahim ya da rahim içi perde varlığında da düşük riski artmaktadır.
35 yaşına kadar % 58-60 oranında başarılı sonucun alınabildiği tüp bebek tedavisi, ilerleyen teknolojiyle her geçen gün daha da risksiz bir tedavi yöntemine dönüşmektedir.
İletişim Bilgileri
Yazar: Prof. Dr. Mehtap Polat
Telefon: +90 530 011 41 33
E-Posta: info@mehtappolat.com
Siz de fikrinizi belirtin